Etik bir araştırma konusu olacak, bu nedenle merkezi endişe bir çevresel endişe hareket edecek ve.
Dijital çağda etik, araştırmayı şekillendiren giderek artan merkezi bir konu haline gelecektir. Yani, gelecekte, ne yapılması gerektiği ve ne yapılması gerektiği ile daha az mücadele edeceğiz. Bu durumda, sosyal bilimcilerin kurallara dayalı yaklaşımlarının ve veri bilimcilerin özel yaklaşımlarının, 6. bölümde anlatılan ilkelere dayalı bir yaklaşıma doğru evrimleşmesini bekliyorum. Ayrıca, etiklerin giderek merkezi hale gelmesini bekliyorum. metodolojik araştırmanın bir konusu olarak büyümek. Sosyal araştırmacıların artık daha ucuz ve daha doğru tahminlere olanak tanıyan yeni yöntemler geliştirmeye zaman ve enerji ayırdığı gibi, daha etik olarak sorumlu olan yöntemler geliştirmeye de çalışacağımızı umuyorum. Bu değişim sadece araştırmacıların ahlaki açıdan bir önemi olduğu için değil, aynı zamanda sosyal araştırmayı yürütmenin bir aracı olarak etiği önemsedikleri için de gerçekleşecektir.
Bu eğilimin bir örneği, farklı mahremiyet konusundaki araştırmadır (Dwork 2008) . Örneğin, bir hastanenin ayrıntılı sağlık kayıtlarına sahip olduğunu ve araştırmacıların bu verilerdeki kalıpları anlamak istediklerini düşünün. Diferansiyel özel algoritmalar, araştırmacıların toplam desenleri (örn., Sigara içen kişilerin kanser olma olasılığı daha yüksektir) hakkında bilgi edinmelerini sağlarken, herhangi bir bireyin özellikleri hakkında herhangi bir şey öğrenme riskini en aza indirir. Bu gizliliği koruyan algoritmaların geliştirilmesi, aktif bir araştırma alanı haline gelmiştir; Kitap boyu tedavi için Dwork and Roth (2014) bakınız. Diferansiyel mahremiyet, araştırma topluluğunun etik bir meydan okumayı, bir araştırma projesine dönüştürmesini ve daha sonra bu konuda ilerleme kaydetmesini sağlayan bir örnektir. Bu, diğer sosyal araştırma alanlarında giderek daha fazla göreceğimiz bir model.
Araştırmacıların gücü, genellikle şirketler ve hükümetler ile işbirliği içinde büyümeye devam ederken, karmaşık etik sorunlardan kaçınmak giderek zorlaşacaktır. Birçok sosyal bilimcinin ve veri bilimcisinin, bu ahlaki meseleleri kaçınılması gereken bataklık olarak görmesi benim deneyimimdi. Ancak, kaçınmanın bir strateji olarak giderek daha fazla savunulamayacağını düşünüyorum. Biz bir topluluk olarak, bu problemlere, eğer diğer araştırma problemlerine uyguladığımız yaratıcılık ve çabayla atlayıp bunları ele alırsak çözebiliriz.